Ayancık’ta sosyal yaşam, çok eskilerden beri yoğun olarak devem etmiştir. 1929 yılında Ayancık Kereste Fabrikasının Alman-Belçika Firmaları ortaklığı tarafından kurulup işletilmeye başlanması ile birlikte, yöre halkı yabancılarla kaynaşmış, yaşam tarzlarından etkilenmiş ve sosyal faaliyetler süratle gelişmiştir.
Giyim, eğitim, spor ve bir çok alanlarında çok büyük gelişmeler olmuştur. Türkiye’nin ilk tenis kortu, futbol, voleybol, basketbol sahaları kurulmuştur. Halkevlerinin kurulması ile birlikte tiyatro çalışmaları da başlamış, yüzlerce oyun sahneye konmuş, beğeni ile izlenmiştir. Günümüzde de Kültür Merkezinde tiyatro çalışmaları devam etmektedir.
İlçemiz sürekli iş gücü göçü veren bir yapıya sahip olduğu için göçenler ilçe ile irtibatlarını kesmemişlerdir. Bundan dolayı bu yapı ülkemizin büyük illerindeki kültürü özellikle yurt dışındaki işçilerimizin Avrupa kültürünü ilçeye taşıdıkları görülmektedir.
Folklorik zenginliği, doğal zenginliği ile bütünleşen Ayancık İlçemizde keten üzerine yapılan Türk motifleri ile oluşan el sanatları hala devam etmektedir. Başlıca motiflerimiz Nezgep, Paça İşi ve Yaka İşidir.
Yöre kadınının ince zevkini ,sanat ruhunu kumaşta, renkte ve desende görmekteyiz. Ayancık Keteni Yöresel El Ürünleri çeşitlerimizden de görülebileceği gibi kumaş üzerinde kadınlarımızın dili, duygusu, sevinci, neşesi ve üzüntüsü ilmek ilmek dokunup renk renk bezenmiştir.
İlçemiz köylerinde gelenek ve görenekler büyük ölçüde muhafaza edilmiş olup, mahalli kıyafetleri görmek mümkündür.
Her yıl Temmuz ayının son haftası içinde yapılan "Ayancık Kültür-Keten ve Ahşap Festivali" , Eylül ayının üçüncü haftası içinde yapılan "Ayancık Panayırı" ile "Hıdrellez Şenlikleri" sosyal yaşantıyı renklendiren faaliyetlerdir.